Gece yatma vakti gelmişti ancak evdeki atmosferin etkisiyle içimdeki arzular uyanıyordu. Gülay, gözlerindeki cazibeyle yaklaşmıştı ve onun davetine karşı koymak güçleşiyordu. Gülay, odasına çıkmamızı teklif etti. İkilem içinde kalsam da sonunda onunla yukarı çıktım. Gülay, bana Sema yengesini tanıttı. Sema yengesi ayağında salladığı çocuğuyla meşguldü. Gülay kahve yapmak için mutfağa gittiğinde, fırsattan yararlanıp yanına gittim ve “Çocuk muhtemelen acıkmıştır. Yengenin çocuğa meme vermesi gerekebilir,” dedim.Babamın yatak odasının seslerini duyabilecekleri aklıma geldi. O an cesaretimi topladım ve bacakları daha da ayırdım, “Bacaklarını aç, iyice!” dedim. Sema yengem de isteğimi yerine getirdi ve bacaklarını iki yana açarak kalçalarını kavradı. Hareketlenerek yatak başından destek aldım ve baskı yaparak yavaşça içine girdim. Aynı anda içeri girdiğimde derin bir iç çekişle sıkıca kavuştuk.Saatler ilerledikçe, tutku ve yasakların getirdiği zevkler içimizi sarıyordu. Arzularımızın peşinden gitmek, yasakların cazibesine karşı koymamak, hayatın daha anlamlı ve renkli olabileceğini gösteriyordu. Tutkulu anlar, yasak ilişkilerin derin yolculuğunda bize eşlik eden en güçlü hissiyatlar arasında yer alır.